Meme Kanseri Nasıl Oluşur ?

Meme dokusu süt oluşumu için dizayn edilmiş bir dokudur. Memedeki lobüler yapıda süt oluşur ve bu süt kanallar yolu ile meme başına gelir. Vücuttaki tüm hücreler gibi memedeki hücreler de büyüme ve istirahat fazlarından geçerler. Bu fazlar hücrenin çekirdeğinde bulunan genetik materyal tarafından kontrol edilir. Düzgün çalışan hücre nükleusu-çekirdeği büyümeyi kontrol altında tutar. Tüm kanser vakalarında genellikle genetik yapıdaki bozulmaya paralel olarak büyüme kontrolü bozulmuştur. Kanser bazen genetik materyaldeki bir hatadan dolayı olur. Kanser tiplerinin %5-10 kadarında anne ve babadan geçen bir genetik bozukluk sorumludur. Kanserlerin %90 kadarı da yaşlanma ve çevresel faktörler sonucu hücrelerin genetik materyalinde olan bir bozulma sonucu oluşur. Sağlıklı yaşam, düzgün diyet, egzersiz, minimal stress, kanser riskini azaltsa da meme kanseri olma ihtimalini ortadan kaldırmaz.

Kimler Meme Kanseri Olur ?

Kadınlarda görülen en yaygın kanser türü meme kanseridir. Amerika Birleşik Devletlerinde 2007 yılı içinde yaklaşık 240 bin yeni meme kanseri vakası görülmüştür. Tüm kadınlar meme kanserine açıktırlar, ancak bazı risk faktörleri de söz konusudur.

Risk Faktörleri

Yaşlanma ile birlikte risk artar. 0-39 yaşları arasında : 1:230 40-59 yaşları arasında : 25 (%4) 60-79 yaşları arasında : 1:15 (%7) Özetle 90 yaşına kadar yaşayan bir kadında tüm yaşam süresi boyunca meme kanseri olma olasılığı 1:7 (%14.3) olarak hesaplanabilir. Önceden meme kanseri tanısı almış kadınların tedavi sonrasında yeniden meme kanseri olma ihtimalleri daha yüksektir. Yaklaşık olarak 10 yıl içinde yeniden meme kanseri görülme olasılığı %10 dur. Ailede meme kanserli bir bireyin olması her zaman riskinizin yüksek olduğunu göstermez. Örneğin büyük anneniz 80 yaşında iken meme kanseri olmuş ise sizin riskinizin yüksek olduğu anlamına gelmez. Zaten büyükanneniz yaklaşık 1:10 risk olduğu bir dönemde meme kanseri olmuştur ki, beklenmeyen olağan dışı bir durumu göstermez. Ancak bazı kalıtsal yatkınlıklar kanser riskini arttırırlar. Anne veya baba tarafınızda aşağıdaki özelliklerin olması sizde de kanser olasılığının yüksek olduğunu gösterebilir. Anne, kızkardeş veya kızınızın meme kanseri tanısı almış olması Ailede birkaç jenerasyonda meme veya yumurtalık kanseri olması Ailede 50 yaşından daha önce meme kanseri tanısı almış bireylerin olması Ailede her iki memeyi de tutan meme kanseri olan bireylerin olması Meme kanserine eğilim olan kişilerde “meme kanseri geni” diyebileceğimiz genetik yatkınlık anne veya baba tarafından gelebilir. Bu tür genetik yatkınlık olanlarda hayat boyunca meme kanseri görülme oranı %40-80 arasındadır. Ancak bu tür bir meme kanseri diğer meme kanserlerine göre daha kötü bir gidişat göstermeyebilir. Bazı meme kanseri tiplerinde aynı zamanda yumurtalık kanseri olasılığı da artmaktadır. Bu nedenle ailesinde genç yaşta meme kanseri olan kişilerin bir genetik uzmanı ile konuyu tartışmalarında fayda vardır.

Estrojene Uzun Süre Maruz Kalmak

Uzun süreli ve kesintisiz estrojene maruz kalmak meme kanseri riskini arttırır. Meme hücreleri kanserli veya değil genellikle estrojene duyarlıdır. Estrojen kendi vucudunuzdan salgılanabilir veya ilaç olarak alınabilir. Aşağıdaki durumlar genellikle estrojene uzun süre maruz kalmaya neden olurlar: İlk adet yaşının küçük olması ve menopozun geç olması (daha uzun yıllar estrojene maruz kalınır) Menopozda tedavi amacı ile hormon ilaçlarının beş yıldan daha uzun kullanılması meme kanseri riskini %5-40 arttırabilir. Ancak hormon alırken tanı konulan meme kanseri tipleri genellikle kolay tedavi olan ve erken evrelerde olan kanser tipleridir Hiç doğum yapmamış olmak İlk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak Aşırı kilolu olmak (yağ dokusu estrojen üretimine katkıda bulunur) Estrojene çevresel nedenlerden dolayı maruz kalmak (hayvanlara verilen estrojeni et ile almak, DDT yıkım ürünü olarak hayvan ve bitkilerden estrojen etkisini taklit eden maddeler almak) Haftada 2 bardak alkollü içkiden daha fazla içki içmek (karaciğerin estrojeni metabolize etme yeteneğini bozabileceği için riskin yüksek olduğu düşünülür)

Memede Hücresel Değişiklikler

Bazen meme biyopsileri aşağıdaki gibi hücresel değişikler gösterirler. Bunlar meme kanseri riskinin yüksek olduğu hastalardır. Atipik duktal hiperplazi – meme de süt kanalları içinde atipik hücre büyümesi Lobular Karsinoma in situ – Meme de süt yapan hücrelerin anormal çoğalması ve hücresel kanser öncesi değişikliklerin olması

Sigara , Diyet ve Stress

Sigara içmek kanser riskini arttırır. Alınan gıdaların meme ve diğer kanser tiplerinde riski etkiledikleri iddia edilir. Ancak bu konuda yeterli delil yoktur. Yüksek yağ içeren besinler, yüksek kötü kolesterol içeren gıdaların kanser riskini arttırdığına dair yeterli olmasa da bulgu vardır. Stres de sağlık için zararlıdır. Ancak kanser riskindeki artıştan ne kadar sorumlu olduğu tartışmalıdır.

Tedavi

Tedavide cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ayrı ayrı veya birlikte kullanılabilir. Alternatif tıp yöntemleri de yardımcı olarak kullanılmaktadır.

Cerrahi

Cerrahi uzun yıllardır meme kanseri tedavisinde ilk başvurulan tedavi yöntemi olmuştur. Ancak artık eskisi kadar büyük cerrahi önerilmemektedir. Mümkün olduğu kadar sağlam meme dokusunun korunduğu cerrahi yöntemler daha ön plandadır. Meme dokusunu koruyan cerrahi – lumpektomi olarak da anılır. Sadece tümörlü alan cerrahi olarak alınır ve kalan dokuya genellikle radyoterapi uygulanır. Mastektomi – tüm meme dokusu alınır. Gene bazen radyoterapi ile tedavi desteklenir. Her iki uygulamada da bazen koltuk altı lenf nodlarının incelenmesi yapılır. Cerrahi tedavi sonrası gereken sistemik tedaviler (hormon, kemoterapi veya her ikisi de) seçilen cerrahi tedaviden bağımsızdırlar. Dolayısı ile sistemik tedaviden kurtulmak için mastektomi seçilmesi uygun değildir. Lumpektomi den birkaç gün sonra, mastektomiden ise birkaç hafta sonra normal aktivitelere dönülebilir. Mastektomi ağrılı bir operasyondur.

Radyasyon Tedavisi

Cerrahiden sonra çıkarılamamış tümör hücrelerinin tahrip edilebilmesi için uygulanır. Yeniden hastalığın görülme sıklığını %50 kadar azaltır. Hastayı çok az rahatsız eden ve sadece tedavi edilen alanı ilgilendiren bir tedavi şeklidir. Radyasyon onkologları tarafından uygulanırlar. Genellikle ameliyat yapılan yerden daha farklı bir klinik veya birimde bu tedavi uygulanır.

Radyasyon ile ilgili bazı gerçekler:

Radyasyon lokal ve sadece kanserli bölgeye veya kanserin yayıldığı alana veya yayılma riskinin yüksek olduğu bölgelere uygulanır. Radyasyon uygulaması ağrısızdır. Ancak radyasyonun ani rahatsızlık yapıcı etkisi olmasa da uzun süreli yan etkileri ve rahatsızlık oluşturma riski vardır. Radyasyon genellikle dışardan uygulanır ve sizi radyoaktif yapmaz. Yani sizin radyasyon tedavisi olmanız çevrenize ve ailenize zarar vermez. Genellikle haftada beş gün uygulanır. Özel durumlarda günde 2 kez uygulama da yapılabilmektedir. Genellikle günde sadece 30 dakikanızı alır. Kalan sürede günlük işlerinizi yapabilirsiniz. Çalışmanızı etkilemez Başınıza radyoterapi yapılmadığı sürece, kemoterapi de olduğu gibi, saç dökülmesi yapmaz. Tedavi sırasında sıklıkla yorgunluk hissi oluşur. Bu bazen tedavi bitiminden sonra aylarca sürebilir. Hemen tüm yan etkiler geçicidir. Cerrahiden sonra kanserin yeniden görülme şansını önemli ölçüde azaltır.

Radyoterapi Zamanlaması

Meme kanserinin tüm evrelerinde uygulanabilir. Ancak evre 0 ve evre 3 arasında kanserli dokunun çıkarılması sonrası (lumpektomi veya mastektomi sonrası) uygulama genel kabul gören uygulama şeklidir. Evre 4 de kanserin başka organlara yayıldığı durumlarda da faydalıdır. Mastektomi, yani memenin tümü ile alındığı durumlarda radyoterapi de yapılsa aşağıdaki durumlarda kanserin tekrarlama riski yüksektir. Kanser 5 cm veya daha büyük ise Memede kan veya lenf kanallarına yayılmış ise Çıkarılan dokunun cerrahi sınırlarında kanser hücrelerine rastlanmış ise (tamamı çıkarılamamış demektir) Dört veya daha fazla lenf bezinde kanserli hücre görülmüş ise (menopoz öncesi meme kanserlerinde bir lenf bezinde bile kanser olması riski arttırır.) Meme cildine kadar yayılmış ise Bu yukardaki faktörleri esas alırsak, meme kanserlerinin %20-30 kadarı yüksek risk grubuna girmektedir. Radyasyon özellikle bu kadınlar için çok yararlıdır. Ancak meme kanserli kadınların önemli çoğunluğu (%70 kadarı) mastektomi sonrasında radyoterapiye ihtiyaç duymazlar. Eğer önceden radyoterapi aynı vucut kısmına uygulanmış ise yeniden aynı bölgeye radyoterapi uygulanamayabilir. Normal dokuların radyasyona dayanabilmelerinin bir limiti vardır. Ancak kanser uzak bir dokuya veya organa sıçramış ise bu bölgelere ayrıca radyoterapi uygulanmasında sakınca yoktur. Başkaca bir bağ dokusu hastalığınız var ise (vaskülit skleroderma vs) Gebelik var ise Uzakta yaşama vs gibi nedenlerle hergün radyoterapiye gidebilme olanağı yok ise radyoterapi sizin için uygun bir tedavi olmayabilir.

Hormon Tedavisi

Bazı meme kanseri tiplerinde kanser hormonlardan etkilenir. Özellikle estrojen hormonu kanser hücrelerinin büyümesini hızlandırabilir. Yapılan reseptör çalışmaları sonucu bu eğilim tespit edilirse, bu hormonun seviyesini düşüren tedaviler (aromataz inhibitörü, ERD, SERM gibi ilaçlar) uygulanabilir.

Kemoterapi (Kanser İlaçları)

Kemoterapi hızla çoğalan hücrelerin hemen tamamına etkilidir. Bu nedenle kanser hücreleri dışında özellikle vucut savunma sistemini oluşturan lökosit (beyaz küreler) ve organlara oksijen taşıyan eritrositlerin (kırmızı küreler) de sayılarının azalmasına neden olurlar. Genellikle ilerlemiş kanser vakalarında hastanın yaşamını uzatmak ve bazı kanser komplikasyonlarını tedavi etmek amaçlı kullanılırlar.

Korunma

Meme kanserinde en önemli korunma erken teşhis ile olur. Kendi kendine muayene, düzenli mammagrafi (meme röntgeni) ve meme ultrasonografisi ile erken tanı konabilir.

Kendi Kendine Muayene

  • Ellerinizi kalçanıza koyup, omuzları düz tutar pozisyonda iken memelerinize aynada bakınız. —Büyüklük, şekil ve renk açısından bir fark görüyor musunuz? —Deride çekilme, portakal kabuğu görünümü var mı? —Meme ucu şeklinde değişme var mı? —Kızarıklık, ağrı, şişme var mı?
  • Kollarınızı havaya kaldırın ve aynı değişiklikleri bakın. Aynada memelerinize bakarken meme başını sıkıştırın ve bir akıntı olup olmadığına dikkat edin (süt gibi veya kanlı sekresyon gelebilir)
  • Sırtüstü uzanın ve sağ elinizle sol memeyi, sol elinizle de sağ memeyi muayene edin. Parmak uçlarınızı kullanarak ve hafifçe bastırarak tüm meme dokusunu inceleyin. Elinize her zamankinden farklı bir kitle, sertlik gelip gelmediğine bakın
  • Ayakta veya otururken yeniden meme muayenesi yapın. Bazen banyoda duşda, sabunlu iken meme dokusunu incelemek daha kolay olabilir.

Mammografi

Genellikle 5-10 dakikanızı alan bir işlemdir. Bu işlemle aldığınız radyasyon minimaldir. Çoğu zaman hemen film çekimi sonucu yorum yapılabilir ve siz röntgen çekilen kliniği terketmeden sonucu öğrenebilirsiniz. Meme dokusunun sıkı olması mammagrafi çekilmesini zorlaştırabilir. Meme genellikle bir cihaz ile biraz sıkıştırılır ve incelen meme dokusunun rontgeni çekilir. Meme dokusu yağlı ve sert ise dijital bir mammografi kullanılması ve ultrasonografi ile incelemenin pekiştirilmesi uygun olur. Eski filmlerinizi mutlaka mammografi çekilen yere getiriniz. Eğer bazı muayene bulguları varsa mutlaka belirtiniz. Sizi mammografiye bir hekim yollamış ise, onun muayene bulgularını açık bir şekilde belirtmiş olmasına dikkat ediniz Meme kanserini tespit etmek için mükemmel bir test olsa da %15-20 meme kanseri bu yöntemle tespit edilemez. Ultrasonografi, muayene, MR gibi tetkikler teşhis için yardımcı olabilir. Mammografinin ne zaman çekilmesi gerektiği ve sıklığı tartışma konusudur. Halihazırda üzerinde uzlaşılan nokta, 40 yaşından başlanarak her yıl çektirilmesidir. Meme bölgesine başka nedenlerle radyoterapi uygulanmış veya ailede meme ve/veya yumurtalık kanseri olan kadınlar gibi yüksek risk taşıyanlar için başlama yaşı daha genç olmalıdır.