Kürtaj (Küretaj) veya Rahim tahliyesi

Kürtaj veya düşük yapılması bir gebeliğin sonlandırılması demektir. Bu işlem kürtaj diye adlandırılan cerrahi bir işlem ile yapılabildiği gibi, bazen ilaçlarla da yapılabilir. Halk arasında geleneksel olarak kullanılan düşüğe neden olabilecek uygulamalar da sonuç itibari ile gebeliğin sonlandırılmasıdır.

Yasal kürtaj ne demektir?

Bugün pekçok ülkede belli büyüklüğe gelmemiş gebelikler serbestçe sonlandırılabilmektedir. Türkiye de gebelik 10 haftadan küçük ise kadının rızası ile kürtaj yapılabilir. İki kadın doğum uzmanının gebeliğin sonlanması konusunda birlikte karar vermesi durumunda ise doğum öncesi her dönemde gebelik sonlandırılabilir. İngiltere, Galler ve İskoçya’da bu süre 24 haftadır.
  • Bebeğin doğması gebenin ruhsal ve fiziksel sağlığına kürtaja göre daha fazla zarar verecek ise,
  • Bebeğin doğması gebenin halihazırda mevcut diğer çocuklarına fiziksel veya ruhsal açıdan zarar verecek ise
  • Aşağıdaki koşullarda ise gebeliğin her aşamasında gebelik sonlandırılabilir.
  • Gebeliğin devam etmesi kadının ruhsal veya fiziksel sağlığına ciddi ve kalıcı bir zarar verebilecek ise
  • Bebekde ciddi sağlık sorunları olacak ise (doğuştan anomali, zeka sorunları vs)

Yasal Tahliye Nasıl Yapılır?

İki türlü düşük yapma metodu vardır. Medikal Yöntem: Düşük hapı olarak da bilinir. Gebeliğin ilk 9 haftası içinde yapılabilir. Mifepriston isimli yumurtalıkların progesteron hormonu salgılamasını etkileyen bir hap alınır ve 36-48 saat sonra vagen içine prostaglandin içeren bir tablet konulur. Bu iki ilaç kombinasyonu ağrılı bir dönem sonunda genellikle düşüğe neden olur. Bu metod pekçok ülkede yasal değildir. Parça kalma ve sonunda yeniden cerrahi kürtaja ihtiyaç duyulması sıklıkla olur. Türkiye de bu ilacın bulundurulması ve satışı yasaktır. Vakum veya aspirasyon yöntemi Gebeliğin 12-13 haftasına kadar uygulanabilir. Ancak Türkiye’de isteğe bağlı kürtajda yasal sınır 10 haftadır. Genellikle genel anestezi veya lokal anestezi ile uygulanır. Her iki durumda da hasta hemen hiç ağrı hissetmez. Ancak genel anestezi daha konforludur.Bu işlem aşırı ağrılı olmadığı için genel anestezi uzun süreli ve derin bir anestezi değildir. Rahim ağzından yerleştirilen plastik bir kanüle negatif basınç uygulanır ve gebelik materyali hızla dışarı alınır. Bu işlem gebelik haftasına göre 5-25 dakika kadar sürer. Ancak bu süreye hastanın ameliyathaneye alınması, anestezi için hazırlanması ve ayılması dahil değildir. Bu süreler de ilave olunca hastanın yaklaşık 2 saat kadar zaman ayırması uygun olur.

Kürtaj sonrası

Kürtaj sonrasında birkaç gün hafif kanama ve ağrı olur. Bu adet dönemini andırır. Ancak özellikle 6-8 haftalık gebeliklerde işlem sonu bazen hiç kanama olmayabilir. Adet dönemindeki kanamadan daha ağır olan kanamalarda hasta tekrar doktora başvurmalıdır. Gene yüksek ateş, pis kokulu vaginal akıntı gibi yan etkiler oluşmuş ise hemen doktora başvurulmalıdır. Özellikle küçük gebeliklerin sonlandırılmasından 14-15 gün sonra yeniden yumurtlama olabileceği ve gebe kalınabileceği unutulmamalı ve mümkünse hemen bir doğum kontrol yöntemi uygulanmaya başlanmalıdır. Kürtaj sonrasında istenirse rahim içi araç uygulaması yapılabilir.

Türkiye’de yasal durum

Türkiye’de kürtajın yasal hale gelmesi 1980 askeri ihtilal sonrasında gerçekleşmiştir. Aslında 2827 sayılı bu yasanın taslağı uzun süredir Meclis’de beklemekte iken yasanın hayata geçmesi askeri döneme kısmet olmuştur. Bu yasa ile istenmeyen gebeliklerin uygunsuz koşullarda sonlandırılması (kadınların geleneksel sabun, tavuk teleği, şiş sokma gibi) sonucu ölüm ve sakatlanma, organ kayıpları gibi olaylar kısa sürede azalmış ve yasa öncesi duruma göre nerede ise sıfır düzeyine inmiştir. Yasanın tümü bu yazının sonunda incelenebilir. Aşağıda kısa bir özetini bulabilirsiniz.
  • Gebelik süresi 10 haftadan küçük ise kadın rızası ile kürtaj yapılabilir. 10 haftadan büyük gebeliklerde ancak kadının hayatını tehdit eden bir durum veya bebekte anomali söz konusu olmalıdır.
  • Evli kadınlarda yasal tahliye uygulaması için eşlerin de rızası şarttır.
  • Onsekiz yaşının üzerinde evli olmayan kadınlar kendi rızaları ile kürtaj olabilirler.
  • Onsekiz yaş altında ebeveynlerin rızası şarttır.
  • İşlem Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı tarafından uygulanır. İşlemde gizlilik şarttır.
  • Derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde durumu tespit eden yetkili hekim tarafından gerekli müdahale yapılarak rahim tahliye edilir. Ancak, hekim bu müdahaleyi yapmadan önce veya mümkün olmadığı hallerde müdahaleden itibaren en geç yirmidört saat içinde müdahale yapılan kadının kimliği, yapılan müdahale ile müdahaleyi icab ettiren gerekçeleri illerde sağlık ve sosyal yardım müdürlüklerine, ilçelerde hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur.

Riskler

Kürtaj 10 haftadan önce yapıldığı takdirde oldukça emniyetli bir operasyondur. Gene de işlemi uygulayan Kadın-Doğum uzmanının tecrübeli olması ve işlemin ultrasonografi eşliğinde yapılması riski azaltır.
  • Lokal anesteziyle yapılan uygulamalarda işlem esnasında en sık rastlanan sorunlar lokal anestezik maddeye aşırı duyarlılık ve baygınlık olmasıdır. Baygınlık geçici bir durumdur. Genellikle hastanın başını kalp hizasının altına getirmek ile düzelir.
  • İşlemden hemen sonra en sık görülen sorun bulantı ve kusmadır. Bazen bayılma hissi oluşabilir. Hastanın midesi boş iken işlem yapılması bulantı ve kusma riskini azaltır.
  • Gebelik çok küçük ise (< 5 hafta) ve gebelik kesesi rahim köşelerine yakın ise aspirasyon ile gebelik sonlanmayabilir. İşlem bir hafta sonra tekrarlanabilir. İşlemin ultrason eşliğinde yapılması bu ihtimali azaltır. En emniyetlisi 5.5 haftadan daha küçük gebeliklerde bir süre beklemektir.
  • Bazen rahim ağzı kanülün geçmesine izin vermeyecek şekilde sert ve dar olabilir ve işlem yarıda bırakılabilir (görülme oranı: yaklaşık 700’de 1). İşlem bir hafta sonra yeniden denenebilir. Bu arada kullanılabilecek bazı ilaçlar rahim ağzının yumuşamasına yardımcı olur.
  • Çok ender durumlarda işlem esnasında, özellikle rahim ağzının genişletilmesi gerekiyor ise rahim delinebilir. 10 haftadan küçük gebeliklerde rahim delinse bile genellikle hiçbir ilave müdahale olmadan iyileşir. Ancak kanamanın durmadığı durumlarda veya barsak zedelenmesi olmasından şüphelenilen durumlarda laparoskopi ile sorun giderilmelidir.
  • Nadiren işlem esnasında ve sonrasında aşırı kanama olabilir. On haftadan küçük gebeliklerde bu çok nadir görülür.
  • Bazen tahliye işlemi sonrasında ilk birkaç saat içinde rahim içinde kan pıhtısı oluşur ve kanama durmaz. Yeniden aspirasyon işlemi yapılıp, kan boşaltılmalıdır. Bu nedenle klinikten ayrıldıktan sonra adet kanamasını aşan bir kanama olmuş ise hekiminizle durumu konuşmanız gerekir. Genellikle ikinci aspirasyon sonrasında düzelme olur.
  • Enfeksiyon oluşacaksa bu genellikle işlemden 6-7 gün sonra ortaya çıkar ve kendini ağrı, akıntı, aşırı kanama şeklinde belli eder. İşlem tamamen hijyenik şartlarda yapılırsa nadiren olur. Rutin olarak kürtaj sonrası antibiyotik verilmez.
  • Ancak hekiminiz bazen belli süre düzenli antibiyotik kullanmanızı isteyebilir.
  • Bazen kürtaj ile özellikle 9-10 haftalık gebeliklerde içerde parça kalır. Ultrason eşliğinde yapılan işlemde bu hemen hiç olmayan bir komplikasyondur. Bu durumda kanama adet kanamasına göre daha fazladır. Bazen ağrılı pıhtı ve parça düştüğü de olur. Hasta tekrar kürtaj edilmelidir.
  • Özellikle büyük kürtajlarda daha sık gözüken geç bir komplikasyon ise rahim içi tabakanın zarar görmesi sonucu rahim içinde oluşan yapışıklıklardır. Bazen tüm rahim içi yapışır ve hasta kürtaj sonrasındaki aylarda ya hiç veya çok az miktarda adet görür. On haftayı aşmayan ve aspirasyon yöntemi ile yapılan kürtajlarda bu çok nadiren olur.

Tarihçe

Sovyetler Birliği, kürtaja izin veren ilk ülkedir. Bu ülkede, 1920 yılında, çocuk aldırmak yasal olarak serbest bırakıldı. Ancak, tüm kadın-doğum doktorlarına birer genelge gönderilerek, hastalarını, özellikle ilk hamilelikleriyse, ameliyattan vazgeçmeye ikna etmeye çalışmaları istendi. Ancak, hamilelik iki buçuk ayı geçmemişse, doktorun, hastanın arzusuna karşı çıkması olanaksızdı. Yani, son söz annedeydi. Kürtajın serbest bırakılması üzerine, Sovyetler Birliği’nde çocuk aldıran annelerin sayısı hızla arttı. 1934 yılında, yalnızca Rusya Sosyalist Cumhuriyeti’nde 700 bin kürtaj olayı kayıtlara geçti. Bu gelişmeden endişe duyar, yetkililer, 1936 yılında yasada yaptıkları bazı değişikliklerle, kürtaj için bazı koşullar getirdiler. Buna göre, bir annenin çocuğunu aldırabilmesi için, hamilelik nedeniyle yaşamının “ciddi bir tehlike” altında olması ya da bebeğin hastalıklı doğacağına ilişkin bazı belirtiler bulunması gerekiyordu. Bu koşullar, 1955 yılına kadar geçerliliğini korudu. O yıl, Kürtaj Yasası’nda bazı değişiklikler yapıldı. Bugün Sovyetler Birliği’nde, resmi kayıtlara geçen yıllık kürtaj sayısı. 6 milyon civarındadır.   Kürtajı ilk yasal olarak kabul eden ülke; Mediko-sosyal nedenlerle, kürtajı yasal hale getiren ilk ülke ise, İzlanda’dır. 28 Ocak 1935 günü kabul edilen 38 sayılı yasaya göre, eğer doğum annenin bedensel ya da ruhsal sağlığı açısından ciddi tehlikeler taşıyorsa ve hamileliğin ilk 28. haftası geçilmemişse, çocuk alınabiliyor. Batı Avrupa’da, yine medikososyal nedenlerle kürtajı yasal hale getiren pek çok ülke, kendilerine İzlanda’daki uygulamayı örnek almıştır.

NÜFUS PLANLAMASI HAKKINDA KANUN

Kanun Numarası : 2827 Kabul Tarihi : 24/5/1983 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 27/5/1983 Sayı: 18059 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5 Cilt: 22 Sayfa: 352 Amaç: Madde 1 – Bu Kanunun amacı, nüfus planlaması esaslarını, gebeliğin sona erdirilmesi ve sterilizasyon ameliyelerini, acil müdahale halleri ile gebeliği önleyici ilaç ve araçların temin, imal ve saptanmasına ilişkin hususları düzenlemektir. Nüfus planlaması: Madde 2 – Nüfus planlaması, fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları demektir. Devlet,nüfus planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır. Nüfus planlaması gebeliği önleyici tedbirlerle sağlanır. Gebeliğin sona erdirilmesi ve sterilizasyon, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu Kanunun öngördüğü haller dışında gebelik sona erdirilemez ve sterilizasyon veya kastrasyon ameliyesi yapılamaz. Nüfus planlamasıyla ilgili eğitim, öğretim ve uygulama hizmetleri: Madde 3 – Nüfus planlaması zaruretinin halka duyurulması ve bu hususlarla ilgili eğitim, öğretim ve uygulama hizmetleri Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının koordinatörlüğünde, Milli Savunma, Milli Eğitim ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarınca birlikte hazırlanarak Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelik esaslarına göre,Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca; üniversiteler, Türkiye Radyo – Televizyon Kurumu ile sosyal güvenlik kurumları, tüm kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki ilgili meslek kuruluşları ve gönüllü kuruluşlarla işbirliği yapılarak yerine getirilir. Bu maksatla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, özel teşkilat kurmaya, gebeliği önleyici ilaç ve araçları temin veya imal etmeye veya ettirmeye, muhtaç olanlara bu ilaç ve araçları parasız veya maliyetinden ucuz fiyatla vermeye veya verdirmeye veya sattırmak için tedbir almaya yetkilidir. İlaç ve araçların imal veya Türkiye`ye İthali Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının iznine tabidir. Nüfus planlamasında kullanılacak ilaç ve araçların niteliği, aralarında tıp fakülteleri öğretim üyelerinin de bulunduğu bir komisyonun yazılı görüşü alınmak suretiyle Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca saptanır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu şekilde saptanmamış ilaç ve araçlar üniversitelerin tıp fakülteleri de dahil olmak üzere hiçbir birim, kurum ve kuruluşca insanlar üzerinde kullanılamaz. Komisyonun kuruluş ve işleyişi, gebeliğin önlenmesine ilişkin yöntemler ve uygulama açısından hekim, hemşire ve ebelerin eğitim ve görevlendirilme esas ve usulleri ile uygulamada yetkilerini belirleyen hususlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Hekim, hemşire ve ebeler özel kanunlardaki şartlara bağlı olmaksızın bu yönetmelikle belirtilen şartlara uygun olarak gebeliği önleyici yöntemleri uygularlar. Sterilizasyon ve kastrasyon: Madde 4 – Sterilizasyon, bir erkek veya kadının çocuk yapma kabiliyetinin cinsi ihtiyaçlarını tatmine mani olmadan izalesi için yapılan müdahale demektir. Sterilizasyon ameliyatı, tıbbi sakınca olmadığı takdirde reşit kişinin isteği üzerine yapılır. Bir ameliyatın seyri sırasında tıbbi zaruret nedeniyle bir hastalığın tedavisi için kastrasyonu gerektiren hallerde, kişinin rızasına bakılmaksızın kastrasyon ameliyesi yapılabilir. Gebeliğin sona erdirilmesi: Madde 5 – Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir. Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilir. Derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde durumu tespit eden yetkili hekim tarafından gerekli müdahale yapılarak rahim tahliye edilir. Ancak, hekim bu müdahaleyi yapmadan önce veya mümkün olmadığı hallerde müdahaleden itibaren en geç yirmidört saat içinde müdahale yapılan kadının kimliği, yapılan müdahale ile müdahaleyi icab ettiren gerekçeleri illerde sağlık ve sosyal yardım müdürlüklerine, ilçelerde hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur. Acil müdahale hallerinin nelerden ibaret olduğu ve yapılacak ihbarın şekil ve mahiyeti ile sterilizasyon ve rahim tahliyesini kabul edenlerden istenilecek izin belgesinin şekli ve doldurulma esasları, bunların yapılacağı yerler, bu yerlerde bulunması gereken sağlık ve diğer koşullar ve bu yerlerin denetimi ve gözetimi ile ilgili hususlar çıkarılacak tüzükte belirtilir. Gebeliğin sona erdirilmesinde izin: Madde 6 – 5 inci maddede belirtilen müdahale, gebe kadının iznine,küçüklerde küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Ancak akıl maluliyeti nedeni ile şuur serbestisine sahip olmayan gebe kadın hakkında rahim tahliyesi için kendi rızası aranmaz. 4 üncü maddenin ikinci ve 5 inci maddenin birinci fıkralarında belirtilen ve rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir. Veli veya sulh mahkemesinden izin alma zamana ihtiyaç gösterdiği ve derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde izin şart değildir. İlaç ve araçların imal, reklam ve propagandasıyla ilgili hükümlere aykırı eylemler: Madde 7 – Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu Kanunun 3 üncü maddesine göre gebeliği önleyici nitelikte oldukları kabul edilmeyen ilaç ve araçları yurt içinde imal edenler veya her ne suretle olursa olsun dağıtanlar veya ticaret maksadıyla yurda sokanlar veya bu maksatla bulunduranlar yedi aydan iki yıla kadar hapis ve otuzbin liradan yüzellibin liraya kadar ağır para cezasına çarptırılırlar, imalathaneler kapatılır, ilaç ve araçlar müsadere olunur. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu Kanunun 3 üncü maddesine göre gebeliği önleyici nitelikte oldukları kabul edilen ilaç ve araçların reklam ve propagandası 21 Mayıs 1928 tarih ve 1262 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre yapılır. Buna aykırı hareket edenler bir aydan altı aya kadar hapis ve yedibinbeşyüz liradan otuzbin liraya kadar ağır para cezasına çarptırılırlar. Saptanmamış ilaç ve araçların kullanılması: Madde 8 – Bu Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kişiler ve kurum yetkilileri, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde Türk Ceza Kanununun 456 ncı maddesine göre cezalandırılırlar.Fiil 456 ncı maddenin dördüncü fıkrasına girse bile resen takip olunur. Bu Kanunun 3 üncü maddesinin dört ve beşinci fıkraları ile 5 ve 6 ncı maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde ellibin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılırlar. Değiştirilen kanun hükümleri: Madde 9 – 12 – (Bu maddeler 1/3/1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının dokuzuncu babının dördüncü faslının başlığı ile 468, 470 ve 471 inci maddeleri ile 469 uncu maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi ile ilgili olup mezkür kanundaki yerlerine işlenmişlerdir.) Yürürlükten kaldırılan kanun ve hükümler: Madde 13 – 1/4/1965 tarih ve 557 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile 1/3/1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 472 nci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Geçici Madde 1 – (2827 Sayılı Kanunun kendi numarasız geçici maddesi olup teselsül için numaralandırılmıştır.) Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde düzenlenerek yürürlüğe konulacak olan tüzük ile yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, 557 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yürürlüğe konulmuş bulunan Tıbbi Zaruret Halinde Gebeliğin Sona Erdirilmesi ve Sterilizasyon Yapılması Hakkında Tüzük ile Nüfus Planlaması Yönetmeliği ve Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü Hizmetiçi Eğitim Faaliyetleri Yönetmeliğinin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yürürlük: Madde 14 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme: Madde 15 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.