– Kız çocuklarının ilk adet kanaması yani MENARŞ, ortalama 11-14 yaş aralığında olur. Bu dönemde adet ile birlikte, vücutta kıllanma ve meme gelişimi de olur. Ancak bu yaş aralığı aileye, yaşanılan bölgeye ve beslenmeye de bağlıdır. 9 yaşından önce olurse erken, 16 yaşından sonra olursa da geç menarş olarak kabul ederiz. Erken ve geç menarşın araştırılması gerekmektedir, gerektiğinde tedavi edilmelidir.

– Kişiden kişiye değişmekle beraber genelde 2 ile 6 gün arasında değişir. Daha kısa ya da daha uzun olması durumunda hormonal ya da organik sorunlar araştırılmalıdır. Ultrason ve kan testleri ile nedenleri tespit edilebilir.

– Sağlıklı adet döngüsü 28 gün olarak bilinir ama kendi içinde değişen 21 ile 35 gün arasındaki periyotları da normal kabul ederiz. İlk adetini gören bir kız çocuğunun bu sayıya ulaşmasını beklemeyiz. Aynı şekilde menopozdan önce de bu sayıda değişiklikler olmaktadır. Genellikle ilk adetten sonraki 2 yıl ve menopozdan önceki 3 yıl bu döngüde değişiklikler olur. Kadınların en düzenli adet döngüsü aralığı 20 ile 40 yaşları arasında olur.

– Eğer doğru kullanılıyorsa sağlıksız bir seçim değildir. Günlük hayat temposuna devam eden bir kişi adet döneminde tampon kullanır ve bu sayede yaşam konforunu korumak ister. Sadece bazı uyulması gereken kurallar vardır. Bunlar; adet gününe ve kanama miktarına uygun tampon seçmek, doğru yerleştirmek ve 4 ile 6 saatte bir değiştirmek. Tamponları asla içeride unutmamalısınız.

– Ped kullanmak tampon kullanımına göre daha risksizdir. Ancak ped kullanırken genital bölgenin havasız kalma sorunu dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla tampon kadar pedi de sık değiştirmek önemlidir. 
Kadınların günlük aktivitelerinde zorluk yaşamamak adına yani havuz, spor gibi faliyetlerden mahrum kalmamak için tampon, diğer tüm günlük yaşantıları için de ped tercih etmeleri daha doğru olacaktır.

– Kızlık zarı kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. Nadir olarak bazı insanlarda kızlık zarının ortasındaki boşluk tampon yerleştiremeyecek kadar dar veya bölmeli şeklindedir. Bu yüzden böyle durumlarda önce jinekoloğa danışmak ve hekimin önerisi ile kullanmak gerekir.

– Adet döneminde hayatınızı normal bir gününüzü geçirdiğiniz gibi geçirmelisiniz. Çok ağır sporlar haricinde spor yapmanın da bir sakıncası yoktur. Kanama ve ağrısı fazla olan kişilerde bu tarz ağır aktiviteleri azaltmak gerklidir.

– Rahim ağzı, içeride olan kanamayı vajinaya boşaltabilmek için gevşer. Bu sebeple normalde daha steril olan rahim, dış ortamdan daha çok etkilenir. Dolayısıyla enfeksiyon kapması kolaylaşır. Adet günlerinde ped ve tamponu sıklıkla değiştirmenin yanı sıra cinsel ilişkide bulunmamak da enfeksiyon riskini azaltır.

– Adet döneminde ortalama olarak 20 ile 60ml kan kaybı olur. Miktar bunun üzerine çıktığında ise pıhtı gelmeye başlar. İşte bu pıhtıya bağlı olarak ağrılar da artar. Genellikle sonradan ortaya çıkan ağrıların nedeni myom ve poliplerdir. Ancak bunlar rahmin iyi huylu oluşumları sebebiyledir. Bazen ise hiç bir patolojik sonuç bulunmaz. Eğer en baştan beri kanama göreceli olarak çoksa, bu durum yapısal olarak kabul edilir.

– Adet dönemindeki ağrılar 2 ana başlıkta toplanır.
Bazı kişilerde çikolata kisti, myom, pelvik inflamatuar hastalık, polip, adenomyomzis ve rahim ağzı kanalının darlığı gibi görüntüleme yöntemleri ile varlığı saptanabilen organik patolojilerdir ve hepsinin kendine özel tedavisi vardır. Bazı kişilerde de organ patolojisi bulunmadığı halde prostoglandin salgısı rahim zarında fazlaca salgılanarak alt karın bölgesinde kramplara yol açar. Ayrıca Bulantı ve hafif ishal de bu yüzden ortaya çıkar.

– Yoğun ağrılarda Non steroid antienflamatuar ağrı kesicileri hastalarımıza yazmaktayız. Doğum kontrol hapları da uygun hastalarda sorunu ortadan kaldırabilir. Ayrıca E, B1, yağ, magnezyum eksikliğini gidermek de sorunu çözebilir.

– İstatistiki verilere göre kadınların %15’i adet dönemlerinde orta ya da şiddetli bir biçimde hayatlarını etkileyen fiziksel ya da ruhsal şikayetler yaşıyor. Alınganlık, agresiflik, vucutta su tutulması, kilo artışı, göğüslerde duyarlıklık gibi sonuçlar yumurtlamanın ilk günleri başlayıp adet sonrasında düzelen şeylerdir. Bu sıraladıklarımıza ek olarak; bağırsak fonksiyonunda değişiklikler, uyku hali, bulantı, baş ağrısı ve daha birçok şikayet ortaya çıkabilir.

– Kısalan adet gününün bir çok etkisi olabilir. Bunlar: doğum kontrol hapı, jinekolojik operasyon, kürtaj, hormon ilaçları, hormonlu spiral, stress, aşırı diyet şeklinde sıralayabiliriz.
Bazı durumlarda ise aileseldir. Menopoz öncesinde kanamalar kısalıp azalabilir ama bu illa da menopoz habercisi demek doğru olmaz. Kişinin yaşına ve bulgulara göre değerlendirilmelidir.

– 40 yaşında kadar düzenli adet seyri devam eder. 40 yaşının başlarında da genellikle bu böyledir. Ortalama 49-50 civarında adet kesilir. Ancak bu rakam ortalamadır. Genetik faktörler menopoz üzerinde oldukça etkilidir. Ayrıca sigara tüketimi, kemoterapi, pelvik bölgeyi ilgilendiren radyoterapi menopoz yaşını öne çekebilir.

– Cinsel hayatın başladığı andan itibaren düzenli olarak jinekolojik muayene ve smear yapılması gerekir. Smear aralığı risk faktörüne göre değişir. Kendi ve partneri tek eşli olan kişilerde normal çıkan bir smear sonucu ile diğer test 3 yıl sonraya kadar ertelenebilir. Ancak çok partnerli yaşantıda 6 ayda bir smear testi yapılması önerilir. Buna ek olarak HPV virüs testi de eklenebilir. 
Meme ile ilgili görüntüleme takibi ise ailesel ya da risk faktörüne göre belirlenir. 40 yaşından itibaren düzenli kontrol edilmesi gerekir. Son yıllarda bu yaşın küçülmesi nedeniyle, elle anlayamadığımız durumları tesbit için ultrason ve mamografi istenebilir.

– Eskiye oranla uzayan adet süresi hormonlardaki değişikliklerden, myom ya da polipten kaynaklanıyor olabilir. Adet kanamalarının alışılmış olan durumun dışında bir değişiklik olduğunda mutlaka jinekolojik muayeneden geçmeleri gerekir. Büyük ihtimalle geçici bir durum veya iyi huylu bir oluşum sebebi olsa da, küçük ihtimal ciddi hastalıkların habericisi olabilir.

– Öncelikle anneler kızlarına genital hijyen konusunda özenli olmalarını ve adet düzenlerini kaydedip takip etmeleri gerektiğini öğretmelidirler. Sonraki dönemde eğer adet döngüsü oturmadıysa ya da ağrı – kanama şikayetleri varsa ultrason ile muayene olmaları gerekebilir. Bazı durumlarda doğuştan olan sorunlarla karşılaşabiliyoruz. HPV aşısı genç kızlarda mümkün olduğunca yaygınlaştırmaya çalıştığımız bir uygulama. Cinsel aktivitelerin başladığı yıllarda ise cinsel yollarla bulaşan hastalıklardan korunma ve istenmeyen gebelikten kaçınma konusunda önlem alınmalıdır.
Bunları doğru uygulayan kadınlar genital sağlık konusunda risk almamış olurlar.